CHP İl Başkanı Zeliha AKSAZ ŞAHBAZ: ADALET Bir Gün, Adaletsiz Sistemi İnşa Edenlere De Gerekecek

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 22.06.2017 - 11:33, Güncelleme: 13.11.2023 - 06:33 7909+ kez okundu.
 

CHP İl Başkanı Zeliha AKSAZ ŞAHBAZ: ADALET Bir Gün, Adaletsiz Sistemi İnşa Edenlere De Gerekecek

 CHP İl Başkanı Dr. Zeliha AKSAZ ŞAHBAZʹın açıklaması şöyle: "Ülkemizde, her geçen gün artan yoğunlukta baskı ile, hukukun evrensel ilkeleri göz ardı edilerek, emperyalist çıkarlara karşı duran, en ufak muhalif duruş ezilerek yok edilmek istenmektedir. Toplumun her kesimden insanların kazanılmış haklarının gasp edildiği, adil yargılanma hakkının yok sayılarak zindanlara atıldığı, hayatlarının elinden alındığı karanlık günler yaşanmaktadır.   İnsani yardım adı altında, Suriye’deki, kirli savaşa devletin MİT tırları ile silah taşındığını deşifre eden gazete haberleri sonucunda, bu suça ortak olanların değil, gazetecilerin ve milletvekilimizin yargılandığı davayı tüm kamuoyu ibretle izlemiştir. Siyasi bir karar ile Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, 25 yıl hapis cezası hükmü ile kararın temyiz süreci bile beklenmeden gazetecilik faaliyeti, casusluk olarak nitelendirilip tutuklanmıştır. Milletvekilimiz Enis Berberoğlu ile birlikte siyasi nedenlerle tutuklanan milletvekili sayısı 12 olmuştur.    AKPʹnin FETÖ ile birlikte kurduğu ortaklıkla yargı, iktidarın kendinden olmayan herkese karşı kullandığı kılıç, başkanlık rejimi yolunda, en önemli araç haline getirilmiştir. Türkiye tarihinin en büyük ve tartışmalı davaları olan Ergenekon ve Balyoz bu dönemin ürünleridir. Bu durumu eleştiren, itiraz eden herkes kendini yargıç karşısında, cezaevinde bulmuş, hayatlarını kaybetmiş, özgürlükleri elinden alınmıştır.   15 Temmuz darbe girişimi sonrasında da FETÖ Terör Örgütü ile savaş adı altında kumpaslarla yargılama yöntemi, hala uygulanmaktadır. Anayasa ve meclis denetimi dışında tutulan OHAL Kararnameleri ile hukuksuzluk zirveye taşınmıştır. OHAL baskısı altında, bin bir türlü hile ve kanuna aykırı bir şekilde gerçekleşen 16 Nisan 2017 referandumu ile geçirilen, gayrimeşru sivil darbe anayasası ile yargı sistemi tamamen tartışmalı hale gelmiştir. Türkiyeʹde basın emekçileri, kamu ve özel tüm emekçiler, toplum, tarihin en büyük baskısı ile karşı karşıyadır. Bugün itibariyle 130 gazeteci cezaevindedir. KHK’larla ihraç edilen 140 bin kamu emekçisi, 50 bini aşkın tutuklu, adil yargılanma hakkı ve geleceği elinden alınan milyonlar adalet istemektedir. Buna karşın iktidarın, FETÖ terör örgütü ile pazarlıklar sonucu yüksek yargıya ve yargının her odağına yerleştirdiği kadrolarla, binlerce tutuklu yargıç ve savcı ile baskı altına alınmış, siyasallaşmış, bağımsızlığı ortadan kaldırılmış yargı ile karşı karşıyayız.   Diğer taraftan AKP iktidarında bugüne kadar onlarca bombalı saldırı, katliam gerçekleşmiştir. Bu saldırılarda yüzlerce vatandaşımız, güvenlik görevlimiz  hayatını kaybetmiş, binlerce vatandaşımız da yaralanmıştır. Ancak güvenlik zaafiyeti eleştirileri ile tepkilerin odağında olan hükümetten ve yetkililerden tek bir kişi bile sorumluluk taşımamış, istifa etmemiş, kayıplarımızın hesabı sorulmamış, adalet duygumuz ve vicdanlarımız derinden yaralanmıştır.   Toplumda adalet duygusu, üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünün egemen kılındığı, demokratik sistemin, yani kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi ile mümkün olacaktır.   Demokrasiʹʹ diye iktidara gelenler, terör ve darbeyi yeniden ülke gündemine sokmuşlardır. Terör, baskı, ölümler ve adaletsizlik ile yürüyen bir süreci yaşıyor, ve tanıklık ediyoruz. Bu düzene alışmamızı, demokrasinin ve adaletin hakim olduğu başka bir Türkiye kurulamayacağına inanmamızı bekliyorlar. Oysa 16 Nisan referandumu, iktidarın elindeki tüm güce rağmen, teslim olmayı reddeden "bu ülkeyi bu hale siz getirdiniz, HAYIR" diyen milyonların var olduğunu göstermiştir. Milyonların ortak paydası, ortak talebi ADALET’ tir.   ADALET’in birgün bu adaletsiz sistemi inşa edenlere de gerekeceği unutulmamalıdır.   Adalet olmadan iş, ekmek ve özgürlük olmayacağını biliyoruz. Bu nedenle sadece ADALET diyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu ülkeye yeniden adalet gelmesi için sadece ADALET yazan pankart ile Ankara’dan İstanbul a büyük yürüyüşümüzü başlattık. Bugün, Cumhuriyet Halk Partisi Kütahya İl Örgütü olarak, demokrasi, barış ve adalet isteyen siyasi partilerin ve tüm sivil toplum örgütlerinin, halkımızın katılımıyla bu yürüyüşe desteğimizi ve ADALET isteğimizi açıklıyoruz.   Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkeye adalet gelene kadar yılmadan, halkımızla el ele, daha da büyüyerek ve güçlenerek mücadeleye devam edeceğimizi haykırıyoruz" dedi. - DORUK
 CHP İl Başkanı Dr. Zeliha AKSAZ ŞAHBAZʹın açıklaması şöyle: "Ülkemizde, her geçen gün artan yoğunlukta baskı ile, hukukun evrensel ilkeleri göz ardı edilerek, emperyalist çıkarlara karşı duran, en ufak muhalif duruş ezilerek yok edilmek istenmektedir. Toplumun her kesimden insanların kazanılmış haklarının gasp edildiği, adil yargılanma hakkının yok sayılarak zindanlara atıldığı, hayatlarının elinden alındığı karanlık günler yaşanmaktadır.   İnsani yardım adı altında, Suriye’deki, kirli savaşa devletin MİT tırları ile silah taşındığını deşifre eden gazete haberleri sonucunda, bu suça ortak olanların değil, gazetecilerin ve milletvekilimizin yargılandığı davayı tüm kamuoyu ibretle izlemiştir. Siyasi bir karar ile Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, 25 yıl hapis cezası hükmü ile kararın temyiz süreci bile beklenmeden gazetecilik faaliyeti, casusluk olarak nitelendirilip tutuklanmıştır. Milletvekilimiz Enis Berberoğlu ile birlikte siyasi nedenlerle tutuklanan milletvekili sayısı 12 olmuştur.    AKPʹnin FETÖ ile birlikte kurduğu ortaklıkla yargı, iktidarın kendinden olmayan herkese karşı kullandığı kılıç, başkanlık rejimi yolunda, en önemli araç haline getirilmiştir. Türkiye tarihinin en büyük ve tartışmalı davaları olan Ergenekon ve Balyoz bu dönemin ürünleridir. Bu durumu eleştiren, itiraz eden herkes kendini yargıç karşısında, cezaevinde bulmuş, hayatlarını kaybetmiş, özgürlükleri elinden alınmıştır.   15 Temmuz darbe girişimi sonrasında da FETÖ Terör Örgütü ile savaş adı altında kumpaslarla yargılama yöntemi, hala uygulanmaktadır. Anayasa ve meclis denetimi dışında tutulan OHAL Kararnameleri ile hukuksuzluk zirveye taşınmıştır. OHAL baskısı altında, bin bir türlü hile ve kanuna aykırı bir şekilde gerçekleşen 16 Nisan 2017 referandumu ile geçirilen, gayrimeşru sivil darbe anayasası ile yargı sistemi tamamen tartışmalı hale gelmiştir. Türkiyeʹde basın emekçileri, kamu ve özel tüm emekçiler, toplum, tarihin en büyük baskısı ile karşı karşıyadır. Bugün itibariyle 130 gazeteci cezaevindedir. KHK’larla ihraç edilen 140 bin kamu emekçisi, 50 bini aşkın tutuklu, adil yargılanma hakkı ve geleceği elinden alınan milyonlar adalet istemektedir. Buna karşın iktidarın, FETÖ terör örgütü ile pazarlıklar sonucu yüksek yargıya ve yargının her odağına yerleştirdiği kadrolarla, binlerce tutuklu yargıç ve savcı ile baskı altına alınmış, siyasallaşmış, bağımsızlığı ortadan kaldırılmış yargı ile karşı karşıyayız.   Diğer taraftan AKP iktidarında bugüne kadar onlarca bombalı saldırı, katliam gerçekleşmiştir. Bu saldırılarda yüzlerce vatandaşımız, güvenlik görevlimiz  hayatını kaybetmiş, binlerce vatandaşımız da yaralanmıştır. Ancak güvenlik zaafiyeti eleştirileri ile tepkilerin odağında olan hükümetten ve yetkililerden tek bir kişi bile sorumluluk taşımamış, istifa etmemiş, kayıplarımızın hesabı sorulmamış, adalet duygumuz ve vicdanlarımız derinden yaralanmıştır.   Toplumda adalet duygusu, üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünün egemen kılındığı, demokratik sistemin, yani kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi ile mümkün olacaktır.   Demokrasiʹʹ diye iktidara gelenler, terör ve darbeyi yeniden ülke gündemine sokmuşlardır. Terör, baskı, ölümler ve adaletsizlik ile yürüyen bir süreci yaşıyor, ve tanıklık ediyoruz. Bu düzene alışmamızı, demokrasinin ve adaletin hakim olduğu başka bir Türkiye kurulamayacağına inanmamızı bekliyorlar. Oysa 16 Nisan referandumu, iktidarın elindeki tüm güce rağmen, teslim olmayı reddeden "bu ülkeyi bu hale siz getirdiniz, HAYIR" diyen milyonların var olduğunu göstermiştir. Milyonların ortak paydası, ortak talebi ADALET’ tir.   ADALET’in birgün bu adaletsiz sistemi inşa edenlere de gerekeceği unutulmamalıdır.   Adalet olmadan iş, ekmek ve özgürlük olmayacağını biliyoruz. Bu nedenle sadece ADALET diyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu ülkeye yeniden adalet gelmesi için sadece ADALET yazan pankart ile Ankara’dan İstanbul a büyük yürüyüşümüzü başlattık. Bugün, Cumhuriyet Halk Partisi Kütahya İl Örgütü olarak, demokrasi, barış ve adalet isteyen siyasi partilerin ve tüm sivil toplum örgütlerinin, halkımızın katılımıyla bu yürüyüşe desteğimizi ve ADALET isteğimizi açıklıyoruz.   Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkeye adalet gelene kadar yılmadan, halkımızla el ele, daha da büyüyerek ve güçlenerek mücadeleye devam edeceğimizi haykırıyoruz" dedi. - DORUK
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.