KUTSO Başkanı Nafi GÜRAL: ˮKorkunun Panzehiri, Birlik Olmaktırˮ

KUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Nafi GÜRAL, Kütahya ve Ticaret ve Sanayi Odasının çıkarmış olduğu dergide başyazı olarak korkunun birlik beraberlik olmakla ve cesaretle aşılabildiğini, zirveye çıkan insanların cesur olan insanlar olduğunu kaleme aldı. Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nafi GÜRAL, korkunun panzehirinin birlik olduğunu belirterek; "Zirvelere çıkanlar cesur insanlardır. Başarı çok sayıda faktör üzerine kuruludur. Bu faktörlerden bir tanesi de korkusu olmayan, cesur insan olmaktır. Korkunun panzehirinin birlik olduğunu söyleyebiliriz. Birlik olunduğu zaman korku yenilir, korkutan faktörler yok edilir. Eğer korkutan faktörleri yok edemezseniz, o faktörler artan bir etki ile size zarar vermeye devam eder. Ayağımızı yere sağlam basıp, gözümüz zirvelerde olmalıdır" ifadelerini kullandı. Nafi GÜRALʹın, KUTSO Dergisindeki "Birbirimizden Cesaret Aldık" başlıklı Başyazısı: "Geçtiğimiz günlerde iş hayatında bir takım çözülmesi gereken durumlar oluştu. Kütahya olarak da karşılaştığımız birkaç sorun vardı. Bu durumları incelerken, sorunların temelinde korkulan olduğunu gördük. Arkadaşlarımla bu konular üzerinde sohbet ederken dedik ki "korku, tüm yaşantımızda olduğu  gibi iş hayatını da olumsuz etkileyen bir faktör."   Burada şunu söylemek istiyorum. Hem yaşantımızda hem de İş hayatında korkak değil, cesur olmalıyız. Ama cesur olmak derken sakın ola ki yanlış anlaşılmasın, cahil cesareti değil, bilinçli olarak cesur olmalıyız.   Peki, bu korku illeti başımıza nasıl  bela oldu? Araştırdığımızda göreceğiz ki korku ile ilk tanışma çocukluğumuzda, aile içerisinde ve çevremizde oluşmaya başlamıştır.   Biz öncelikle aile içerisindeki korku sorunlarını çözmeliyiz. Asla ve asla çocuklarımızı korku ile tanıştırmayalım  Çocuklarımızı korku ile terbiye etmek, okul başarısı için korkutarak yönlendirmek ve gelecek endişesi, korkuları edinmesine yol açacak yöntemlere kesinlikle tenezzül etmemeliyiz. Aksi halde çocuklar, yetişme çağında korku girdabına kapılarak kimliğini ve kişiliğini bulmakta zorlanır  ve hayat boyunca bu korkuların altında ezilir. Daha da önemlisi bunun genlerimize yerleşebiliyor olması. Genlerdeki korku ve cesaret olgusunu anlayabilmek için bazı coğrafi bölgelerimizin insan yapısını gözlemlersek, getirdiği faydayı veya yarattığı zararı kolaylıkla görebiliriz.   Aile içinde eşlerin  birbirlerine asla ve asla korku salmamaları lazım. Bu korkular insanın  hem sosyal hayatına hem de ekonomik hayatına yansıyor. Korkudan hiçbir şey elde edilemiyor. Elinizdeki gücü korku yerine sevgiye, hoşgörüye dönüştürebilmeniz halinde arzu edilen aile huzuru ve başarı elde edilebiliyor.   Kütahya’nın en önemli sorunlarından bir tanesi ekonomik anlamda yeterli miktarda gelişme olmaması. Bu gelişmeyi sağlayacak olanların KUTSO şemsiyesi altında toplanmış iş insanları ve Kütahyaʹda yatırım yapacak girişimciler olduğunu biliyoruz. İş insanlarımız hem kendileri hem de şehrimiz için başarılı olmak zorundalar. Başarı çok sayıda faktör üzerine kuruludur. Bu faktörlerden bir tanesi de korkusu olmayan, cesur insan olmaktır. Eğere ruhumuzu korku sarmışsa, o korku ayağımızda pranga olur ve hareketimizi büyük ölçüde engeller.    Korkunun panzehirinin birlik olduğunu söyleyebiliriz. "Birbirimizden cesaret aldık" özdeyişini zaman zaman kullanırız. Gerçekten birlik olunduğu zaman korku yenilir, korkutan faktörler yok edilir. Eğer korkutan faktörleri yok edemezseniz, o faktörler artan bir etki ile size zarar vermeye devam eder.   Tüm bunları söyledikten sonra noktayı koymadan şunu bilmeliyiz. Ne korkan, ne korkutan olmamalıyız. Nereden gelirse gelsin, korkuya kapılmamalı, o Korkuyu yok etmeye çalışmalıyız. Korkarsak pısırık kalırız, eziliriz.   Korkutursak, korkutma gücünüz elimizden çıktığında bedelini öderiz.   Bahsettiğimiz cesaret, cahil cesareti değil, bilinçli cesarettir.   Ayağımızı yere sağlam basıp, gözümüz zirvelerde olmalıdır. " - DORUK
İgsaş