Kütahya Baro Başkanı Av. Ahmet ATAM, tahliye kararlarının ardından yaşananları DORUK GAZETESİʹne değerlendirdi.
Baro Başkanı Av. Ahmet ATAM: "Tutuklu bulunan yaklaşık 64 kişi hakkında İstanbul 32 Asliye Ceza Mahkemesi’nin tahliye kararın da “Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları doğrultusunda tutukluluğu gerektirir olgu ve delillere rastlanmadığı gibi, şüphelilerin tutukluluk hallerinin devamını gösterir yeni olgu ve delillere rastlanmadığı, ayrıca şüphelilerin meslekleri, sosyal durumları, karakterleri, sabıkasızlık kayıtları, ahlaki durumları, ikametgahları, mal varlıkları ve tutuksuzluğa karşı gösterdikleri tepki, kendiliklerinden gelip teslim olmaları gibi unsurlardan dolayı tutukluluğun devamını gerektirir nedenler görülmemiştir” diyor.
Kararın ardından öğrendiğimize göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve Adalet Komisyonu Başkanı toplantı yapıyorlar,. UYAP ilginç bir şekilde kapatılmış ve Başmüfettişte Adliyede Bu karar kesin bir karar olmasına rağmen kulağımıza Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesinin 32 Asliye Ceza Mahkemesinin tahliye kararına itiraz ettiği gibi haberler geliyor.
Yasa açıktır. Asliye Ceza Mahkemelerine yapılan ve 29. Asliye Ceza Mahkemesiʹnin kabul ettiği reddi hakim başvurusu CMKʹnın bir emridir. CMK 27/2.Md.göre Sulh Ceza hakiminin reddi kararının Asliye Ceza Mahkemesinin bakacağı düzenlenmiştir. Önce 29.Asliye Ceza Mahkemesi Sulh Ceza Hakimliklerinin reddi talebini kabul ediyor ve tahliye taleplerini incelemek için, 32.Asliye Ceza mahkemesini görevlendiriyor. 32.Asliye Ceza mahkemesi de tahliye kararı veriyor. CMK 27 ve devamı maddeleri uyarınca işlem yapılmış oluyor. CMK 30.mad.göre red talebinin reddi kararlarına itiraz edilebilinirken, red talebinin kabulu kararlarına itiraz edilemiyor ve kesin nitelikteler.Yine mevcut CMKʹya göre kesin nitelikteki mahkeme kararını başka bir mahkeme kaldıramaz, inceleme,tartışma ve kaldırma yeri yazılı emir yoluyla Yargıtayın ilgili Dairesidir. Ortada bir yasa hükmü var iken bir takım yargı görevlilerinin ve idarecilerin ilginç bir şekildeki hal ve davranışlarına anlam vermek de zorluk çekiyorum. Birkaç gün önce tutuklanıp ceza evine konulan bir meslektaşımızın haksız tutuklanmasında var olup, uygulanan yasa diğer bir durumda uygulanmayıp tartışmaya açılıyor ve bazılarınca da neredeyse yok sayılıyor.
Bir yasa yürürlükteyse her zaman, herkes için vardır. Unutmayalım ki; Bu gün görmek istemediğimiz, yok saydığımız bir olgu, bir kural yarın bize de gerekebilir" ifadelerini kullandı. - DORUK