Avukat, Mühendis, İşadamları Bir Arada

Güncel 26.12.2023 - 10:38, Güncelleme: 28.12.2023 - 00:38 12083+ kez okundu.
 

Avukat, Mühendis, İşadamları Bir Arada

Depremler sebebiyle yaşanan acıları insanlar unutsa da devletlerin unutmaması gerektiğini ifade eden Dr. İnşaat Mühendisi, Avukat Levent Mazılıgüney, depremin sebep olduğu ölümlerin önüne geçmek için devleti mindere çekmekten başka çare bulunmadığına değindi.
Depremler sebebiyle yaşanan acıları insanlar unutsa da devletlerin unutmaması gerektiğini ifade eden Dr. İnşaat Mühendisi, Avukat Levent Mazılıgüney, depremin sebep olduğu ölümlerin önüne geçmek için devleti mindere çekmekten başka çare bulunmadığına değindi. İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilciliği tarafından Kütahya Barosu, Kütahya İş İnsanları ve Yöneticileri Derneği (KÜGİAD) işbirliği ile düzenlenen Mühendislerin ve Müteahhitlerin Deprem Kaynaklı Hukuki Sorumlukları Semineri gerçekleştirildi. Dr. İnşaat Mühendisi, Avukat Levent Mazılıgüney’in sunumu ile gerçekleştirilen seminere, Kütahya Barosu Başkanı Edip İlkay Sunay, KÜGİAD Başkanı Osman Altınkaya, İnşaat Mühendisleri Odası Temsilci Yardımcısı Emirhan Aydın, çok sayıda mühendis, hukukçu, mimar ve müteahhit katıldı. ‘İNSANLAR UNUTUR DEVLET UNUTMAMALI’ Dr. İnşaat Mühendisi, Avukat Levent Mazılıgüney, Mühendislerin ve Müteahhitlerin Deprem Kaynaklı Hukuki Sorumlukları Seminerinde deprem gerçeğine dair önemli açıklamalarda bulundu. 99 depremi ve sonrasında Türkiye’deki 6’nın üzerindeki depremlerde sahada incelemelerde bulunduğunu açıklayan Mazılıgüney, “Ben sanıyordum ki 99 depremi bizim için milat olur. İnsanlar unutkandır ama devlet unutmaz, yaşanılanlar tecrübe edinilir ve bir daha aynı acılar yaşanmaz. Van depreminde büyük bir hayal kırıklığı yaşadım.” Dedi. Sorunların kalıcı çözümü için devleti yani idareyi mindere çekmekten başka çare bulunmadığına vurgu yapan Mazılıgüney, aksi takdirde her depremde enkaz altında kalınacağını ifade etti. En büyük sorunun imar olduğunu, imar kanununda her şeyin yazdığını ama uygulanmadığını ifade eden Mazılı Güney, “Bunu çözemezsek kalanları konuşmaya gerek yok.” Dedi. Van Depremindeki Bayram Oteli yıkımını hatırlatan Mazılıgüney, “63 yapımı otelin ilk depremdeki hasarları mimari onarımlarla onarılıp misafir kabul ediliyor. İkinci depremde yıkılınca davalar açılıyor. Depremden sonra hasar tespiti yapma sorumluluğu AFAD’ın yani valiliğin. Dolayısıyla AFAD müdürü ve vali hakkında suç duyurusunda bulunuyor. İçişleri bakanlığı devreye giriyor. Yargıtaya taşınıyor, işleme dahi konmuyor. Anayasa mahkemesi 2013de yaşam hakkı ihlal edildi kararı veriyor. Süreç başa dönüyor bakanlık soruşturma iznini yine vermiyor.” Şeklinde konuştu. 2021’de Maraş Jeoloji Mühendisleri Odasının raporunda Ebrar Sitesinin olduğu bölge için imara kapalı alan ilan edilmeli diye uyarı olduğuna dikkat çeken Mazılıgüney, “Örneğin Antakya Odabaşı mahallesi 1950’lerde bataklıkmış sonra oranın bataklık olduğu unutulmuş yüksek kata izin verilmiş.” Dedi. KİMSE CEZA ALMADI Depremlerin ardından sorumluların ceza almasının da bir yara sarma faaliyeti olduğuna ama kimsenin vicdanının tatmin olmadığına değinen Mazılıgüney, 99 depreminde diğer sorumlulara taksirli öldürmeden dava açılırken; az sayıda kamu görevlisine görevi ihmalden dava açıldığını ve ceza alan hiçbir kamu görevlisi olmadığını vurguladı. Hem baronun hem inşaat mühendisleri odasının üyesi olarak özellikle deprem alanında iki meslek gurubunu bir araya getirmeyi misyon edindiğini ifade eden Mazılıgüney, “İnşaat da hukuk da bu ülkenin bir imtihanı. Yapacağım eleştirilerin herhangi bir siyasi parti ile ilgilisi yoktur bu bizim ortak sorunumuz. Bu seminerde bir amacımız var bir sonraki depremde enkaz altında kalmamak.” Dedi. Türkiye’de deprem yönetmeliğinin yedi defa değiştiğini şu an sekizincisinin yapıldığını dile getiren Mazılıgüney, nelerin revize edilmesi gerektiği konusunda büyük bir çalışma yapıldığını ifade etti. Aynı şekilde deprem tehlike haritasının da sürekli değiştiğine değinen Mazılıgüney, “Çünkü biz her gün yeni şeyler öğreniyoruz, deprem mühendisliği çok yeni bir kavram.” Şeklinde konuştu. O MÜTEAHHİT YENİDEN FİRMA KURDU 99 depreminden sonra 17 binden fazla resmi vefat olduğunu sadece 2 bin 100 dava açılabildiğini belirten Mazılıgüney, “Çünkü çoğunluğu zaman aşımına girmiş. 2 bin 100 davanın, Bin 800’ü yasal nedenlerle düşmüş.” Dedi. Kayda değer ceza alan tek kişi Veli Göçer’in 7,5 yıl ceza aldıktan sonra 2018 yılında yeniden müteahhitlik firması kurduğuna değinen Mazılıgüney, 36 kişinin öldüğü Düzce Ersoy Apartmanında davanın zaman aşımına uğradığını, 315 kişinin öldüğü Yalova Yüksel Sitesinde beş sanığa verilen cezaların ertelendiğini, 58 kişinin öldüğü Kocaeli Ubay Apartmanında müteahhit hakkında verilen cezaların ertelendiğini hatırlattı. Bir bina yıkıldığında ve içinde insanlar vefat ettiğinde sorumluların 15 yıla kadar ceza ile yargılandığını ifade eden Mazılıgüney,”3 kişi vefat etmiş 100 kişi vefat etmiş farkı yok. Bir bina bir suç. Ama bir inşaat mühendisi ya da bir müteahhittin yaptığı ikinci bir bina daha yıkılırsa bir 15 yıldan daha sorumlu. Dolayısıyla şu an Hatay’da İnşaat Mühendislerinin 3’te 2’si bir yargısal süreçle karşı karşıya.” dedi. Hatay’daki yargısal süreçleri ve yıkımı görünce sistemin çöktüğünü gördüğüne değinen Mazılıgüney, oturup baştan tasarlanması gereken şeyler olduğunu ifade etti.   ‘İHTİSAS MAHKEMELERİ KURULMALI’ Hatay’da depremden önce 7,2’lik bir deprem için senaryo hazırlanıp 35-40 bin kişi ölebilir dendiğini ifade eden Mazılıgüney, hukukçular ve mühendislerin bir araya gelip konuşması gerektiğine dikkat çekti. Mazılıgüney, “İhtisas mahkemeleri kurulmalı. Bizim ihtisas mahkemelerine ihtiyacımız var. Bu olmazsa herkes mağdur olmaya devam edecek ve içinden çıkılmaz hukuk girdapları oluşmaya devam edecek.” Şeklinde konuştu. Depremin mücbir sebep olup olmadığının defalarca taşırtıldığına değinen Mazılıgüney, “Mücbir sebep için hem öngörülemez hem engellenemez olması gerekli. Deprem istatistiksel olarak öngörülebilir; yoksa şu gün şu saatte şu büyüklükte olacak diyemezsiniz. Engellenemez ama can kaybı engellenebilir, uygun tedbirlerle asgaride tutulabilir. Yargı bunu mücbir sebep olarak görmüyor ama tanıma tam olarak da uymuyor. Bizim deprem ile ilgili öngörülerimiz var ancak bu öngörüleri mühendis değil yönetmelik çıkararak devlet yapıyor.” Dedi. Ortalamaya vurulduğunda deprem sebebiyle ülkemizde iki saatte bir insan öldüğüne değinen Mazılıgüney, bu oranın trafik kazalarıyla eşdeğer olduğunu, deprem o derece yaygın bir ölüm sebebi olduğunu belirtti.
Depremler sebebiyle yaşanan acıları insanlar unutsa da devletlerin unutmaması gerektiğini ifade eden Dr. İnşaat Mühendisi, Avukat Levent Mazılıgüney, depremin sebep olduğu ölümlerin önüne geçmek için devleti mindere çekmekten başka çare bulunmadığına değindi.

Depremler sebebiyle yaşanan acıları insanlar unutsa da devletlerin unutmaması gerektiğini ifade eden Dr. İnşaat Mühendisi, Avukat Levent Mazılıgüney, depremin sebep olduğu ölümlerin önüne geçmek için devleti mindere çekmekten başka çare bulunmadığına değindi.

İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilciliği tarafından Kütahya Barosu, Kütahya İş İnsanları ve Yöneticileri Derneği (KÜGİAD) işbirliği ile düzenlenen Mühendislerin ve Müteahhitlerin Deprem Kaynaklı Hukuki Sorumlukları Semineri gerçekleştirildi. Dr. İnşaat Mühendisi, Avukat Levent Mazılıgüney’in sunumu ile gerçekleştirilen seminere, Kütahya Barosu Başkanı Edip İlkay Sunay, KÜGİAD Başkanı Osman Altınkaya, İnşaat Mühendisleri Odası Temsilci Yardımcısı Emirhan Aydın, çok sayıda mühendis, hukukçu, mimar ve müteahhit katıldı.

‘İNSANLAR UNUTUR DEVLET UNUTMAMALI’

Dr. İnşaat Mühendisi, Avukat Levent Mazılıgüney, Mühendislerin ve Müteahhitlerin Deprem Kaynaklı Hukuki Sorumlukları Seminerinde deprem gerçeğine dair önemli açıklamalarda bulundu. 99 depremi ve sonrasında Türkiye’deki 6’nın üzerindeki depremlerde sahada incelemelerde bulunduğunu açıklayan Mazılıgüney, “Ben sanıyordum ki 99 depremi bizim için milat olur. İnsanlar unutkandır ama devlet unutmaz, yaşanılanlar tecrübe edinilir ve bir daha aynı acılar yaşanmaz. Van depreminde büyük bir hayal kırıklığı yaşadım.” Dedi. Sorunların kalıcı çözümü için devleti yani idareyi mindere çekmekten başka çare bulunmadığına vurgu yapan Mazılıgüney, aksi takdirde her depremde enkaz altında kalınacağını ifade etti.

En büyük sorunun imar olduğunu, imar kanununda her şeyin yazdığını ama uygulanmadığını ifade eden Mazılı Güney, “Bunu çözemezsek kalanları konuşmaya gerek yok.” Dedi. Van Depremindeki Bayram Oteli yıkımını hatırlatan Mazılıgüney, “63 yapımı otelin ilk depremdeki hasarları mimari onarımlarla onarılıp misafir kabul ediliyor. İkinci depremde yıkılınca davalar açılıyor. Depremden sonra hasar tespiti yapma sorumluluğu AFAD’ın yani valiliğin. Dolayısıyla AFAD müdürü ve vali hakkında suç duyurusunda bulunuyor. İçişleri bakanlığı devreye giriyor. Yargıtaya taşınıyor, işleme dahi konmuyor. Anayasa mahkemesi 2013de yaşam hakkı ihlal edildi kararı veriyor. Süreç başa dönüyor bakanlık soruşturma iznini yine vermiyor.” Şeklinde konuştu.

2021’de Maraş Jeoloji Mühendisleri Odasının raporunda Ebrar Sitesinin olduğu bölge için imara kapalı alan ilan edilmeli diye uyarı olduğuna dikkat çeken Mazılıgüney, “Örneğin Antakya Odabaşı mahallesi 1950’lerde bataklıkmış sonra oranın bataklık olduğu unutulmuş yüksek kata izin verilmiş.” Dedi.

KİMSE CEZA ALMADI

Depremlerin ardından sorumluların ceza almasının da bir yara sarma faaliyeti olduğuna ama kimsenin vicdanının tatmin olmadığına değinen Mazılıgüney, 99 depreminde diğer sorumlulara taksirli öldürmeden dava açılırken; az sayıda kamu görevlisine görevi ihmalden dava açıldığını ve ceza alan hiçbir kamu görevlisi olmadığını vurguladı.

Hem baronun hem inşaat mühendisleri odasının üyesi olarak özellikle deprem alanında iki meslek gurubunu bir araya getirmeyi misyon edindiğini ifade eden Mazılıgüney, “İnşaat da hukuk da bu ülkenin bir imtihanı. Yapacağım eleştirilerin herhangi bir siyasi parti ile ilgilisi yoktur bu bizim ortak sorunumuz. Bu seminerde bir amacımız var bir sonraki depremde enkaz altında kalmamak.” Dedi.

Türkiye’de deprem yönetmeliğinin yedi defa değiştiğini şu an sekizincisinin yapıldığını dile getiren Mazılıgüney, nelerin revize edilmesi gerektiği konusunda büyük bir çalışma yapıldığını ifade etti. Aynı şekilde deprem tehlike haritasının da sürekli değiştiğine değinen Mazılıgüney, “Çünkü biz her gün yeni şeyler öğreniyoruz, deprem mühendisliği çok yeni bir kavram.” Şeklinde konuştu.

O MÜTEAHHİT YENİDEN FİRMA KURDU

99 depreminden sonra 17 binden fazla resmi vefat olduğunu sadece 2 bin 100 dava açılabildiğini belirten Mazılıgüney, “Çünkü çoğunluğu zaman aşımına girmiş. 2 bin 100 davanın, Bin 800’ü yasal nedenlerle düşmüş.” Dedi. Kayda değer ceza alan tek kişi Veli Göçer’in 7,5 yıl ceza aldıktan sonra 2018 yılında yeniden müteahhitlik firması kurduğuna değinen Mazılıgüney, 36 kişinin öldüğü Düzce Ersoy Apartmanında davanın zaman aşımına uğradığını, 315 kişinin öldüğü Yalova Yüksel Sitesinde beş sanığa verilen cezaların ertelendiğini, 58 kişinin öldüğü Kocaeli Ubay Apartmanında müteahhit hakkında verilen cezaların ertelendiğini hatırlattı.

Bir bina yıkıldığında ve içinde insanlar vefat ettiğinde sorumluların 15 yıla kadar ceza ile yargılandığını ifade eden Mazılıgüney,”3 kişi vefat etmiş 100 kişi vefat etmiş farkı yok. Bir bina bir suç. Ama bir inşaat mühendisi ya da bir müteahhittin yaptığı ikinci bir bina daha yıkılırsa bir 15 yıldan daha sorumlu. Dolayısıyla şu an Hatay’da İnşaat Mühendislerinin 3’te 2’si bir yargısal süreçle karşı karşıya.” dedi. Hatay’daki yargısal süreçleri ve yıkımı görünce sistemin çöktüğünü gördüğüne değinen Mazılıgüney, oturup baştan tasarlanması gereken şeyler olduğunu ifade etti. 

 ‘İHTİSAS MAHKEMELERİ KURULMALI’

Hatay’da depremden önce 7,2’lik bir deprem için senaryo hazırlanıp 35-40 bin kişi ölebilir dendiğini ifade eden Mazılıgüney, hukukçular ve mühendislerin bir araya gelip konuşması gerektiğine dikkat çekti. Mazılıgüney, “İhtisas mahkemeleri kurulmalı. Bizim ihtisas mahkemelerine ihtiyacımız var. Bu olmazsa herkes mağdur olmaya devam edecek ve içinden çıkılmaz hukuk girdapları oluşmaya devam edecek.” Şeklinde konuştu.

Depremin mücbir sebep olup olmadığının defalarca taşırtıldığına değinen Mazılıgüney, “Mücbir sebep için hem öngörülemez hem engellenemez olması gerekli. Deprem istatistiksel olarak öngörülebilir; yoksa şu gün şu saatte şu büyüklükte olacak diyemezsiniz. Engellenemez ama can kaybı engellenebilir, uygun tedbirlerle asgaride tutulabilir. Yargı bunu mücbir sebep olarak görmüyor ama tanıma tam olarak da uymuyor. Bizim deprem ile ilgili öngörülerimiz var ancak bu öngörüleri mühendis değil yönetmelik çıkararak devlet yapıyor.” Dedi. Ortalamaya vurulduğunda deprem sebebiyle ülkemizde iki saatte bir insan öldüğüne değinen Mazılıgüney, bu oranın trafik kazalarıyla eşdeğer olduğunu, deprem o derece yaygın bir ölüm sebebi olduğunu belirtti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.