CHP İl Başkanı ŞAHBAZ:Hayattan Kopartılan Kadınlarımızın Sesi Olmak İçin Alanlardayız

Güncel 25.11.2019 - 14:04, Güncelleme: 13.11.2023 - 06:33 1850+ kez okundu.
 

CHP İl Başkanı ŞAHBAZ:Hayattan Kopartılan Kadınlarımızın Sesi Olmak İçin Alanlardayız

Cumhuriyet Halk Partisi Kütahya İl Başkanı Zeliha Aksaz Şahbaz, İl Kadın Kolları Başkanı Serpil Gülseven ve Partililer, Sevgi Yolu’nda Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü için bir araya geldi.
Cumhuriyet Halk Partisi Kütahya İl Başkanı Zeliha Aksaz Şahbaz, İl Kadın Kolları Başkanı Serpil Gülseven ve Partililer, Sevgi Yolu’nda Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü için bir araya geldi. Şahbaz, yaptığı açıklamada,“Dünya Sağlık Örgütü tarafından cinsiyete dayanan, kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında ona baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranış kadına yönelik şiddet olarak tanımlanmaktadır. Dünyada ve ülkemizde kadına yönelik şiddetin boyutları her geçen gün artmaktadır. Dünyada üç kadından ikisi fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalmaktadır. Toplumda yükselen şiddet dalgası fiziken zayıf olan kadına yönelmekte, kadının eşit bir birey olarak kendi geleceğini tayin etme talebi ataerkil sistem tarafından şiddet ile bastırılmaya çalışılmaktadır. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ve Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi’ne uygun olarak hazırlanan, örgütlü kadın mücadelesi ile kazanılan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kadının şiddete karşı korunmasını amaçlamaktadır. Kadını ve Aileyi korumada oldukça kapsamlı olan bu yasa yeterli düzeyde uygulanamamakta ve devlet organları kadını şiddete karşı korumada yetersiz kalmaktadır. Aileyi yıkan kanun denilerek kapsamı daraltılarak ortadan kaldırılmaya çalışılan bu yasanın etkin bir şekilde uygulanmasını talep ediyoruz. Erkekler tarafından işlenen kadın cinayetleri katliam boyutlarını almıştır. Verilere göre 2008-2017 yılları arasında 2262 kadın cinayete kurban gitmiş, 2018 yılında 440, 2019 yılının ilk on ayında 383 kadın erkekler tarafından katledilmiştir. İlimizde 2019 yılında altı kadın erkekler tarafından hayattan kopartılmıştır. Kadın cinayeti sadece bir kadının hayatını kaybetmesi değildir. Onunla birlikte annesiz kalan çocukların, ailenin perişan olması demektir. Kadın katliamları bu nedenle de ülkemizde en büyük toplumsal yaralardan biridir. Biz burada kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden kadınlar öldürülen, hayattan kopartılan kadınlarımızın sesi olmak için alanlardayız. Kadın cinayetlerini işleyen faillerin iyi hal indirimi, haksız tahrik gibi cezai indirimler almasına, kadın cinayetlerinin üzerinin örtülmeye çalışılmasına karşı duruyoruz. Kadını tali cinsiyet olarak konumlandıran, şiddeti meşrulaştıran ataerkil system ve iktidar anlayışı bu şiddetin kaynağıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanana, kadınlarımızı hayatın her alanında eşit konuma taşıyana dek tüm kadınlarımızla örgütlü bir şekilde sonuna kadar mücadelemizi yükselterek kadına yönelik ayrımcılık ve şiddeti ortadan kaldıracağız.” Dedi. Kadın Kolları İl Başkanı Serpil Gülseven ise, “Biliyoruz yolumuz uzun. Ama inanıyoruz ki mücadeleyi büyüttükçe yarınlarımız daha özgür olacak. Ve bugün 2019’un Türkiye’sinde bütün değerleri ile yağmalanmış bu memlekette, intihar haberlerinin, krizin, savaşın, hayatlarımızı ve haklarımızı hedef alan yasa tasarılarının ve artarak devam eden kadın ölümlerinin ortasında, 25 Kasım’ı Emine Bulut’un son sözleriyle anıyoruz. Bundan tam 59 yıl önce Dominik Cumhuriyetinde diktatörlüğe karşı özgürlük ve hak mücadelesi veren Mirabel kız kardeşler, yönetimin askerleri tarafından tecavüz edildikten sonra katledildiler. 1981 yılında Dominik’te toplanan Latin Amerika Kadın kurultayında 25 Kasım; “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul edildi. Geçen 25 Kasım’dan bu yana, bu topraklarda kadına yönelik şiddet yine artarak devam etti. Kadınlar, her gün şiddete, tacize ya da tecavüze uğradı. 2019’un ilk on ayında 383 Kadın Öldürdü. Bunlar sadece medyaya yansıyanlar… Cinayetler kadınların en yakınları tarafından işlendi. Bazıları uzaklaştırma kararlarına rağmen öldürdü. Yani Devlet kadını korumadı. İşte bu yüzden kadın cinayetleri politiktir. biliyoruz ki; Onlar “Eşit değilsiniz” dedikçe kız kardeşlerimiz öldürülüyor. Onlar “Eşit değilsiniz” dedikçe kazanımlarımız elimizden alınmaya çalışılıyor. Onlar “Eşit değilsiniz” dedikçe emeğimiz yağmalanıyor. Bunlar yetmezmiş gibi, önümüzdeki günlerde yasalaşması konuşulan yargı paketine göre, “NAFAKA HAKKIMIZ” kısıtlanmak isteniyor. Amaç; kadının erkeğe bağımlı yaşaması, şiddetin her türlüsüne ses çıkaramaz hale gelmesi. “BİZ EŞİTİZ, VARIZ!” Uğradığımız şiddete karşı susmayacağız! Bir kişi daha eksilmemek için mücadele edeceğiz ve kazanımlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz!” Geleceğimize ve hayatımıza sahip çıkmak için bir araya geldiğimiz ve şiddetsiz bir memleket hayal ettiğimiz bu günde biz daha çok bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız! Mirabel kardeşlerden günümüze şiddete, tacize ve tecavüze uğrayan, kahkahası yasaklanan, emeği değersizleştirilen kısacası şiddetin her türlüsüne maruz kalan kadınlar için mücadele ediyoruz ve edeceğiz…Kadına yönelik şiddetin son bulması için; 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi’nin tam olarak uygulanmasını, İyi hal indirimlerine son verilmesini, Sığınma evlerinin sayısının artırılmasını, Ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıbbi destek ile yasal yardımın yapılmasını, Kadın istihdamını artırmak için güvenceli istihdam olanakları yaratılmasını, Kadınların işe alım ve yükselmelerinde cinsiyetçi politikalardan vazgeçilmesini, Kadın – erkek arasında yaşanan ücret eşitsizliğinin giderilmesini, Medyanın, kadın ve çocuklara yönelik şiddeti bir malzeme olarak kullanmaktan vazgeçilmesini talep ediyoruz. Kısacası biz yaşamak istiyoruz! Evde, sokakta, toplumsal yaşamda bizleri yok saymak için her gün yeni bir saldırı ile karşımıza çıkanlar umutlanmasın. Kadınlar dün haklarını almak için nasıl meydanları boş bırakmadılarsa bugün de meydanlarda olacak. Biz, Eşitsizliğin fıtratından diyenlere, Sokaklarda yürümemizi ve kahkaha atmamızı iffetsizlik sayanlara, Uğradığımız taciz ve tecavüzü etek boyumuzla ölçmek isteyenlere, Cinsel yönelimlerimize ve kimliğimize göre ölümü reva görenlere, Tecavüzde rıza arayanlara karşı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz! Kadınlar için yaşamsal olan 6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamamak için her yolu deneyenler karşılarında dayanışmamızın gücünü bulacak! Biliyoruz yolumuz uzun. Ama inanıyoruz ki mücadeleyi büyüttükçe yarınlarımız daha özgür olacak. Ve bugün 2019’un Türkiye’sinde bütün değerleri ile yağmalanmış bu memlekette, intihar haberlerinin, krizin, savaşın, hayatlarımızı ve haklarımızı hedef alan yasa tasarılarının ve artarak devam eden kadın ölümlerinin ortasında, 25 Kasım’ı Emine Bulut’un son sözleriyle anıyoruz.  “ ÖLMEK İSTEMİYORUM” Gücümüzü Bolivya’dan, Şili’den, Beyrut’tan ve Türkiye’nin 81 ilinden alarak haykırıyoruz: Biz kadınlar, içine tıkmaya çalıştığınız kalıplara sığmayacağız. Yaşamımıza ve haklarımıza sahip çıkacağız. Bize biçtiğiniz roller için değil, hak ettiğimiz yaşam için var olmaya devam edeceğiz. Şiddete karşı kararlı duruşumuz, yetecek bu şiddet kültürünü değiştirmeye, yok etmeye…” dedi. - DORUK Fatma Çakır
Cumhuriyet Halk Partisi Kütahya İl Başkanı Zeliha Aksaz Şahbaz, İl Kadın Kolları Başkanı Serpil Gülseven ve Partililer, Sevgi Yolu’nda Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü için bir araya geldi.

Cumhuriyet Halk Partisi Kütahya İl Başkanı Zeliha Aksaz Şahbaz, İl Kadın Kolları Başkanı Serpil Gülseven ve Partililer, Sevgi Yolu’nda Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü için bir araya geldi. Şahbaz, yaptığı açıklamada,“Dünya Sağlık Örgütü tarafından cinsiyete dayanan, kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında ona baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranış kadına yönelik şiddet olarak tanımlanmaktadır.

Dünyada ve ülkemizde kadına yönelik şiddetin boyutları her geçen gün artmaktadır. Dünyada üç kadından ikisi fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalmaktadır. Toplumda yükselen şiddet dalgası fiziken zayıf olan kadına yönelmekte, kadının eşit bir birey olarak kendi geleceğini tayin etme talebi ataerkil sistem tarafından şiddet ile bastırılmaya çalışılmaktadır. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ve Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi’ne uygun olarak hazırlanan, örgütlü kadın mücadelesi ile kazanılan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kadının şiddete karşı korunmasını amaçlamaktadır. Kadını ve Aileyi korumada oldukça kapsamlı olan bu yasa yeterli düzeyde uygulanamamakta ve devlet organları kadını şiddete karşı korumada yetersiz kalmaktadır. Aileyi yıkan kanun denilerek kapsamı daraltılarak ortadan kaldırılmaya çalışılan bu yasanın etkin bir şekilde uygulanmasını talep ediyoruz.

Erkekler tarafından işlenen kadın cinayetleri katliam boyutlarını almıştır. Verilere göre 2008-2017 yılları arasında 2262 kadın cinayete kurban gitmiş, 2018 yılında 440, 2019 yılının ilk on ayında 383 kadın erkekler tarafından katledilmiştir. İlimizde 2019 yılında altı kadın erkekler tarafından hayattan kopartılmıştır.

Kadın cinayeti sadece bir kadının hayatını kaybetmesi değildir. Onunla birlikte annesiz kalan çocukların, ailenin perişan olması demektir. Kadın katliamları bu nedenle de ülkemizde en büyük toplumsal yaralardan biridir.

Biz burada kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden kadınlar öldürülen, hayattan kopartılan kadınlarımızın sesi olmak için alanlardayız. Kadın cinayetlerini işleyen faillerin iyi hal indirimi, haksız tahrik gibi cezai indirimler almasına, kadın cinayetlerinin üzerinin örtülmeye çalışılmasına karşı duruyoruz.
Kadını tali cinsiyet olarak konumlandıran, şiddeti meşrulaştıran ataerkil system ve iktidar anlayışı bu şiddetin kaynağıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanana, kadınlarımızı hayatın her alanında eşit konuma taşıyana dek tüm kadınlarımızla örgütlü bir şekilde sonuna kadar mücadelemizi yükselterek kadına yönelik ayrımcılık ve şiddeti ortadan kaldıracağız.” Dedi.

Kadın Kolları İl Başkanı Serpil Gülseven ise, “Biliyoruz yolumuz uzun. Ama inanıyoruz ki mücadeleyi büyüttükçe yarınlarımız daha özgür olacak. Ve bugün 2019’un Türkiye’sinde bütün değerleri ile yağmalanmış bu memlekette, intihar haberlerinin, krizin, savaşın, hayatlarımızı ve haklarımızı hedef alan yasa tasarılarının ve artarak devam eden kadın ölümlerinin ortasında, 25 Kasım’ı Emine Bulut’un son sözleriyle anıyoruz. Bundan tam 59 yıl önce Dominik Cumhuriyetinde diktatörlüğe karşı özgürlük ve hak mücadelesi veren Mirabel kız kardeşler, yönetimin askerleri tarafından tecavüz edildikten sonra katledildiler.

1981 yılında Dominik’te toplanan Latin Amerika Kadın kurultayında 25 Kasım; “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul edildi. Geçen 25 Kasım’dan bu yana, bu topraklarda kadına yönelik şiddet yine artarak devam etti. Kadınlar, her gün şiddete, tacize ya da tecavüze uğradı. 2019’un ilk on ayında 383 Kadın Öldürdü.

Bunlar sadece medyaya yansıyanlar… Cinayetler kadınların en yakınları tarafından işlendi. Bazıları uzaklaştırma kararlarına rağmen öldürdü. Yani Devlet kadını korumadı. İşte bu yüzden kadın cinayetleri politiktir. biliyoruz ki;

Onlar “Eşit değilsiniz” dedikçe kız kardeşlerimiz öldürülüyor. Onlar “Eşit değilsiniz” dedikçe kazanımlarımız elimizden alınmaya çalışılıyor. Onlar “Eşit değilsiniz” dedikçe emeğimiz yağmalanıyor. Bunlar yetmezmiş gibi, önümüzdeki günlerde yasalaşması konuşulan yargı paketine göre, “NAFAKA HAKKIMIZ” kısıtlanmak isteniyor. Amaç; kadının erkeğe bağımlı yaşaması, şiddetin her türlüsüne ses çıkaramaz hale gelmesi. “BİZ EŞİTİZ, VARIZ!” Uğradığımız şiddete karşı susmayacağız! Bir kişi daha eksilmemek için mücadele edeceğiz ve kazanımlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz!” Geleceğimize ve hayatımıza sahip çıkmak için bir araya geldiğimiz ve şiddetsiz bir memleket hayal ettiğimiz bu günde biz daha çok bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız!

Mirabel kardeşlerden günümüze şiddete, tacize ve tecavüze uğrayan, kahkahası yasaklanan, emeği değersizleştirilen kısacası şiddetin her türlüsüne maruz kalan kadınlar için mücadele ediyoruz ve edeceğiz…Kadına yönelik şiddetin son bulması için; 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi’nin tam olarak uygulanmasını, İyi hal indirimlerine son verilmesini, Sığınma evlerinin sayısının artırılmasını, Ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıbbi destek ile yasal yardımın yapılmasını, Kadın istihdamını artırmak için güvenceli istihdam olanakları yaratılmasını, Kadınların işe alım ve yükselmelerinde cinsiyetçi politikalardan vazgeçilmesini, Kadın – erkek arasında yaşanan ücret eşitsizliğinin giderilmesini, Medyanın, kadın ve çocuklara yönelik şiddeti bir malzeme olarak kullanmaktan vazgeçilmesini talep ediyoruz. Kısacası biz yaşamak istiyoruz!

Evde, sokakta, toplumsal yaşamda bizleri yok saymak için her gün yeni bir saldırı ile karşımıza çıkanlar umutlanmasın. Kadınlar dün haklarını almak için nasıl meydanları boş bırakmadılarsa bugün de meydanlarda olacak. Biz, Eşitsizliğin fıtratından diyenlere, Sokaklarda yürümemizi ve kahkaha atmamızı iffetsizlik sayanlara, Uğradığımız taciz ve tecavüzü etek boyumuzla ölçmek isteyenlere, Cinsel yönelimlerimize ve kimliğimize göre ölümü reva görenlere, Tecavüzde rıza arayanlara karşı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz! Kadınlar için yaşamsal olan 6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamamak için her yolu deneyenler karşılarında dayanışmamızın gücünü bulacak! Biliyoruz yolumuz uzun. Ama inanıyoruz ki mücadeleyi büyüttükçe yarınlarımız daha özgür olacak.

Ve bugün 2019’un Türkiye’sinde bütün değerleri ile yağmalanmış bu memlekette, intihar haberlerinin, krizin, savaşın, hayatlarımızı ve haklarımızı hedef alan yasa tasarılarının ve artarak devam eden kadın ölümlerinin ortasında, 25 Kasım’ı Emine Bulut’un son sözleriyle anıyoruz.  “ ÖLMEK İSTEMİYORUM” Gücümüzü Bolivya’dan, Şili’den, Beyrut’tan ve Türkiye’nin 81 ilinden alarak haykırıyoruz: Biz kadınlar, içine tıkmaya çalıştığınız kalıplara sığmayacağız. Yaşamımıza ve haklarımıza sahip çıkacağız. Bize biçtiğiniz roller için değil, hak ettiğimiz yaşam için var olmaya devam edeceğiz. Şiddete karşı kararlı duruşumuz, yetecek bu şiddet kültürünü değiştirmeye, yok etmeye…” dedi. - DORUK Fatma Çakır

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.