CHP İl Başkanı: Milyonlarca Emekçi Açlığa, Yoksulluğa Terk Edilmektedir

Güncel 01.05.2020 - 18:32, Güncelleme: 13.11.2023 - 06:33 2660+ kez okundu.
 

CHP İl Başkanı: Milyonlarca Emekçi Açlığa, Yoksulluğa Terk Edilmektedir

1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü münasebetiyle bir açıklama yapan CHP İl Başkanı Dr. Zeliha AKSAZ ŞAHBAZ: "İşten çıkartmaların yasaklanmasına rağmen ücretsiz izinler, kitlesel işten çıkartmalar ile işsizlik ve gelirsizlik dayatılmaktadır. Emekçiler kısa çalışma ödeneği olarak aylık 1.168 lira ile yaşamaya mahkum edilmektedir. Kapatılan sektörlerde kayıt dışı çalışarak geçimini sağlayan milyonlarca emekçi ise açlığa ve yoksulluğa terk edilmektedir" dedi.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü münasebetiyle bir açıklama yapan CHP İl Başkanı Dr. Zeliha AKSAZ ŞAHBAZ: "İşten çıkartmaların yasaklanmasına rağmen ücretsiz izinler,  kitlesel işten çıkartmalar ile işsizlik ve gelirsizlik dayatılmaktadır. Emekçiler kısa çalışma ödeneği olarak aylık 1.168 lira ile yaşamaya mahkum edilmektedir. Kapatılan sektörlerde kayıt dışı çalışarak geçimini sağlayan milyonlarca emekçi ise açlığa ve yoksulluğa terk edilmektedir" dedi. Yıllardır işçilerimizden kesilen paralarla oluşturulan işsizlik fonu bu günler için gereklidir diyen CHP Kütahya İl Başkanı Dr. Zeliha AKSAZ ŞAHBAZ: "Bugün 1 Mayıs Emek ve dayanışma günü, işçinin emekçinin bayramı. Ülkemizde ve dünyada tarih boyunca aklı, bilgisi ve alınteri  yani emeği ile dünyanın tüm güzelliklerini ve uygarlığı var eden emekçilerimizin bayramı kutlu olsun. ‘Emek En Yüce Değerdir’ diyerek hayatını emek mücadelesine adayan, Taksim’de, kazancı yokuşunda katledilen emek savunucularımızı saygı ve minnetle anarak sözlerimize başlıyoruz.  1 Mayıs 2020’de dünyada ve Türkiye’de gerek halkın sağlığını gerekse toplumsal ve ekonomik yaşamı derinden etkileyen Covid-19 salgını ile karşı karşıyayız. 1 Mayıs Bayramımızda meydanlarda olamasak da umutlarımızla bilincimizle ve dayanışmamızla bir aradayız. Covid-19 salgınıyla tüm dünyada insanlık tarihin en büyük felaketlerinden birini yaşamaktadır. Milyarlarca insan toplum sağlığını tehdit eden salgın tehlikesi altında iken, yüzbinlerce insan hayatını kaybetmiştir. Ekonomik sistem çökmüş,  milyonlarca insan işini ve gelirini kaybetmiştir. Dünyada ve ülkemizde halkın sağlığına değil savaşa ve sermayenin daha çok büyümesine ayrılan kaynaklar, bugün insanlığı büyük bir felaketle yüz yüze getirmiştir. Milyarlarca dolara uçak gemileri, savaş filoları, nükleer füzeler üreten system halkına birkaç kuruşluk maskeyi bile temin edemez duruma gelmiştir. En temel korunma malzemeleri, sağlık gereçleri bulunamamaktadır. Daha çok kâr hırsıyla dünyadaki yaşam kaynaklarını sömüren, maden işletmeleri, termik santralleri, nükleer santralleri, HES’ler ve doğadan uzaklaşan üretim modelleriyle doğayı katleden, insan emeğini sadece basit bir meta olarak gören emek sömürüsü ile capitalist system insanlığın geleceğini tehlikeye atmıştır. 1980 sonrası ülkemizde de tüm ağırlığı ile  uygulanan neo liberal politikalarla tüm savunma sistemleri, sendikalaşma ve örgütlü mücadele hakları yok edilerek insan emeği ağır bir sömürü altında alınmıştır. Bugün Covid 19 salgını altında en ağır bedeli ne yazık ki yine emekçiler ödemektedir. Evde kal diyerek toplumun korunmaya çalışıldığı salgın döneminde zorunlu olmayan sektörlerde çalışmaya ve üretime zorlanan emekçiler büyük bir bulaşma riski ile karşı karşıdır. DİSK’in araştırmasına gore emekçiler arasında Corona pozitifliği ve can kaybı toplumun üç katından fazladır. İşten çıkartmaların yasaklanmasına rağmen ücretsiz izinler,  kitlesel işten çıkartmalar ile işsizlik ve gelirsizlik dayatılmaktadır. Emekçiler kısa çalışma ödeneği olarak aylık 1.168 lira ile yaşamaya mahkum edilmektedir. Kapatılan sektörlerde kayıt dışı çalışarak geçimini sağlayan milyonlarca emekçi ise açlığa ve yoksulluğa terk edilmektedir.   Yıllardır işçilerimizden kesilen paralarla oluşturulan işsizlik fonu bu günler için gereklidir. Saray iktidarı tarafından boşaltılan işsizlik fonu yıllardır vergi ödeyen, iktidarın binlerce lüks makam arabalarını, uçaklarını, saraylarını finanse eden halkımız, salgın döneminde kaderine terk edilmiştir. En basit koruyucu araç olan cerrahi maskenin bile temin edilmediği ülkemizde halkımız ve emekçilerimiz salgında kaderine terk edilmektedir. İthalata dayalı neo liberal tarım politikaları ve yüksek girdilerle üretemez hale gelen tarım sektörü ise insanlığı kıtlık ve açlık riski doğurmaktadır. Hastayı müşteri olarak algılayan, sağlık sistemini özelleştirmelerle sermayenin kar hırsına bırakan paran kadar sağlık diyerek  koruyucu sağlık hizmetlerini ve toplum sağlığını hiçe sayan neo liberal sağlık sistemi ne yazık ki insanlığı büyük bir trajedi ile yüz yüze bırakmıştır. Ülkemizde kurulmak istenen tek adam rejimi ve saray iktidarı anayasa hükümlerine aykırı, temel hak ve özgürlükleri tanımayan, muhalefeti yok sayan otoriter yönetim tarzıyla ülkemizi büyük bir felakete sürüklemektedir. Halkına hesap vermeyan, bedeli açıklanmayan her yıl milyarlarca lira aktarılan Kamu Özel İşbirliği ile özel sermayaya yaptırılan kullanıcı garantili otoyollar, köprüler, havalimanları ve şehir hastaneleri ile halkımızın bugünü ve geleceği ipotek altına alınmıştır.  Toplumun yoksulluk ve işsizlikle ezildiği bu günlerde kimsenin kullanmadığı  bu yol ve köprülere hala para aktarılmaya devam edilmektedir. Saray iktidarının itibardan tasarruf olmaz denilerek uygulanan israf politikaları halkımızı daha da yoksul bırakmaktadır. Halkına destek olacak yerde ağır elektrik, doğalgaz ve su faturaları ile halkımızın yoksulluğu ağırlaştırılmaktadır. Belediyelerin halkıyla dayanışması hesaplarına el konarak engellenmeye çalışılırken yandaş dernek ve vakıflar halktan bağış toplamaya devam etmektedir. Koorona krizi bahane edilerek çıkartılan infaz yasası ile ifade özgürlüğü yok sayılarak tutuklanan gazeteciler, muhalifler ve siyasi tutuklular tahliye edilmezken, mafya babaları, çeteler, şiddet ve tecavüz suçluları tahliye edilmiştir. Bunun bedelini çocuklar ve kadınlar hayatlarıyla ödemektedir. Büyük bir salgın yaşadığımız bu günlerde artık şu kesinleşmiştir ki insanlığın geleceği dogmalar  değil akıl ve bilimle kurulacaktır. Kamucu, çağdaş, laik ve  bilimsel eğitim ülkemizde ve dünyada insanlığın geleceğini aydınlatacaktır. Akıl, vicdan ve bilimin önderliğinde kurulacak temel hak ve özgürlükleri, demokratik katılımı, laik, çağdaş bilimsel eğitim, insan hayatını, koruyucu sağlık hizmetleri ile toplum sağlığını önceleyen bir system insanlığın geleceğini kurtaracaktır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu ülkenin  emekçileri, gençleri ve kadınları ile birlikte sarayın değil, halkın iktidarını inşa edeceğiz. Ülkemizde demokrasiyi, temel insan hak ve özgürlüklerini, kamucu sosyal güvenlik sistemini kuracağız. Emeğin en yüce değer  kabul edildiği  ve sendikal örgütlenme ile emeğin haklarının korunduğu, doğamızın, dağlarımızın, nehirlerimizin, ormanlarımızın, yaşam kaynaklarımızın  tahrip edilmediği, her türlü ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe ve ötekileştirmeye karşı eşit yurttaşlığın, yurtta ve dünyada barışın mimarı olacağız. Ülkemizde Anayasal, Parlamenter, Demokratik, Laik, Sosyal Hukuk Devletini yeniden kuracağız. Ülkemizin içinden geçtiği bu karanlık günlerde emekleriyle bizleri hayat bağlayan başta sağlık emekçilerimiz olmak üzere tüm emekçilerimize teşekkür ediyor ve bugün yine ve yeniden Yaşasın İşçinin Emekçinin Bayramı, Yaşasın 1 Mayıs, Emek ve dayanışma Günü diyoruz" ifadelerini kullandı. - DORUK
1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü münasebetiyle bir açıklama yapan CHP İl Başkanı Dr. Zeliha AKSAZ ŞAHBAZ: "İşten çıkartmaların yasaklanmasına rağmen ücretsiz izinler, kitlesel işten çıkartmalar ile işsizlik ve gelirsizlik dayatılmaktadır. Emekçiler kısa çalışma ödeneği olarak aylık 1.168 lira ile yaşamaya mahkum edilmektedir. Kapatılan sektörlerde kayıt dışı çalışarak geçimini sağlayan milyonlarca emekçi ise açlığa ve yoksulluğa terk edilmektedir" dedi.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü münasebetiyle bir açıklama yapan CHP İl Başkanı Dr. Zeliha AKSAZ ŞAHBAZ: "İşten çıkartmaların yasaklanmasına rağmen ücretsiz izinler,  kitlesel işten çıkartmalar ile işsizlik ve gelirsizlik dayatılmaktadır. Emekçiler kısa çalışma ödeneği olarak aylık 1.168 lira ile yaşamaya mahkum edilmektedir. Kapatılan sektörlerde kayıt dışı çalışarak geçimini sağlayan milyonlarca emekçi ise açlığa ve yoksulluğa terk edilmektedir" dedi.

Yıllardır işçilerimizden kesilen paralarla oluşturulan işsizlik fonu bu günler için gereklidir diyen CHP Kütahya İl Başkanı Dr. Zeliha AKSAZ ŞAHBAZ: "Bugün 1 Mayıs Emek ve dayanışma günü, işçinin emekçinin bayramı.

Ülkemizde ve dünyada tarih boyunca aklı, bilgisi ve alınteri  yani emeği ile dünyanın tüm güzelliklerini ve uygarlığı var eden emekçilerimizin bayramı kutlu olsun.

‘Emek En Yüce Değerdir’ diyerek hayatını emek mücadelesine adayan, Taksim’de, kazancı yokuşunda katledilen emek savunucularımızı saygı ve minnetle anarak sözlerimize başlıyoruz.

 1 Mayıs 2020’de dünyada ve Türkiye’de gerek halkın sağlığını gerekse toplumsal ve ekonomik yaşamı derinden etkileyen Covid-19 salgını ile karşı karşıyayız. 1 Mayıs Bayramımızda meydanlarda olamasak da umutlarımızla bilincimizle ve dayanışmamızla bir aradayız.

Covid-19 salgınıyla tüm dünyada insanlık tarihin en büyük felaketlerinden birini yaşamaktadır. Milyarlarca insan toplum sağlığını tehdit eden salgın tehlikesi altında iken, yüzbinlerce insan hayatını kaybetmiştir. Ekonomik sistem çökmüş,  milyonlarca insan işini ve gelirini kaybetmiştir.

Dünyada ve ülkemizde halkın sağlığına değil savaşa ve sermayenin daha çok büyümesine ayrılan kaynaklar, bugün insanlığı büyük bir felaketle yüz yüze getirmiştir. Milyarlarca dolara uçak gemileri, savaş filoları, nükleer füzeler üreten system halkına birkaç kuruşluk maskeyi bile temin edemez duruma gelmiştir. En temel korunma malzemeleri, sağlık gereçleri bulunamamaktadır.

Daha çok kâr hırsıyla dünyadaki yaşam kaynaklarını sömüren, maden işletmeleri, termik santralleri, nükleer santralleri, HES’ler ve doğadan uzaklaşan üretim modelleriyle doğayı katleden, insan emeğini sadece basit bir meta olarak gören emek sömürüsü ile capitalist system insanlığın geleceğini tehlikeye atmıştır. 1980 sonrası ülkemizde de tüm ağırlığı ile  uygulanan neo liberal politikalarla tüm savunma sistemleri, sendikalaşma ve örgütlü mücadele hakları yok edilerek insan emeği ağır bir sömürü altında alınmıştır.

Bugün Covid 19 salgını altında en ağır bedeli ne yazık ki yine emekçiler ödemektedir. Evde kal diyerek toplumun korunmaya çalışıldığı salgın döneminde zorunlu olmayan sektörlerde çalışmaya ve üretime zorlanan emekçiler büyük bir bulaşma riski ile karşı karşıdır. DİSK’in araştırmasına gore emekçiler arasında Corona pozitifliği ve can kaybı toplumun üç katından fazladır. İşten çıkartmaların yasaklanmasına rağmen ücretsiz izinler,  kitlesel işten çıkartmalar ile işsizlik ve gelirsizlik dayatılmaktadır. Emekçiler kısa çalışma ödeneği olarak aylık 1.168 lira ile yaşamaya mahkum edilmektedir. Kapatılan sektörlerde kayıt dışı çalışarak geçimini sağlayan milyonlarca emekçi ise açlığa ve yoksulluğa terk edilmektedir.

 

Yıllardır işçilerimizden kesilen paralarla oluşturulan işsizlik fonu bu günler için gereklidir. Saray iktidarı tarafından boşaltılan işsizlik fonu yıllardır vergi ödeyen, iktidarın binlerce lüks makam arabalarını, uçaklarını, saraylarını finanse eden halkımız, salgın döneminde kaderine terk edilmiştir. En basit koruyucu araç olan cerrahi maskenin bile temin edilmediği ülkemizde halkımız ve emekçilerimiz salgında kaderine terk edilmektedir.

İthalata dayalı neo liberal tarım politikaları ve yüksek girdilerle üretemez hale gelen tarım sektörü ise insanlığı kıtlık ve açlık riski doğurmaktadır.

Hastayı müşteri olarak algılayan, sağlık sistemini özelleştirmelerle sermayenin kar hırsına bırakan paran kadar sağlık diyerek  koruyucu sağlık hizmetlerini ve toplum sağlığını hiçe sayan neo liberal sağlık sistemi ne yazık ki insanlığı büyük bir trajedi ile yüz yüze bırakmıştır.

Ülkemizde kurulmak istenen tek adam rejimi ve saray iktidarı anayasa hükümlerine aykırı, temel hak ve özgürlükleri tanımayan, muhalefeti yok sayan otoriter yönetim tarzıyla ülkemizi büyük bir felakete sürüklemektedir. Halkına hesap vermeyan, bedeli açıklanmayan her yıl milyarlarca lira aktarılan Kamu Özel İşbirliği ile özel sermayaya yaptırılan kullanıcı garantili otoyollar, köprüler, havalimanları ve şehir hastaneleri ile halkımızın bugünü ve geleceği ipotek altına alınmıştır.  Toplumun yoksulluk ve işsizlikle ezildiği bu günlerde kimsenin kullanmadığı  bu yol ve köprülere hala para aktarılmaya devam edilmektedir. Saray iktidarının itibardan tasarruf olmaz denilerek uygulanan israf politikaları halkımızı daha da yoksul bırakmaktadır.

Halkına destek olacak yerde ağır elektrik, doğalgaz ve su faturaları ile halkımızın yoksulluğu ağırlaştırılmaktadır.

Belediyelerin halkıyla dayanışması hesaplarına el konarak engellenmeye çalışılırken yandaş dernek ve vakıflar halktan bağış toplamaya devam etmektedir.

Koorona krizi bahane edilerek çıkartılan infaz yasası ile ifade özgürlüğü yok sayılarak tutuklanan gazeteciler, muhalifler ve siyasi tutuklular tahliye edilmezken, mafya babaları, çeteler, şiddet ve tecavüz suçluları tahliye edilmiştir. Bunun bedelini çocuklar ve kadınlar hayatlarıyla ödemektedir.

Büyük bir salgın yaşadığımız bu günlerde artık şu kesinleşmiştir ki insanlığın geleceği dogmalar  değil akıl ve bilimle kurulacaktır. Kamucu, çağdaş, laik ve  bilimsel eğitim ülkemizde ve dünyada insanlığın geleceğini aydınlatacaktır. Akıl, vicdan ve bilimin önderliğinde kurulacak temel hak ve özgürlükleri, demokratik katılımı, laik, çağdaş bilimsel eğitim, insan hayatını, koruyucu sağlık hizmetleri ile toplum sağlığını önceleyen bir system insanlığın geleceğini kurtaracaktır.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu ülkenin  emekçileri, gençleri ve kadınları ile birlikte sarayın değil, halkın iktidarını inşa edeceğiz. Ülkemizde demokrasiyi, temel insan hak ve özgürlüklerini, kamucu sosyal güvenlik sistemini kuracağız. Emeğin en yüce değer  kabul edildiği  ve sendikal örgütlenme ile emeğin haklarının korunduğu, doğamızın, dağlarımızın, nehirlerimizin, ormanlarımızın, yaşam kaynaklarımızın  tahrip edilmediği, her türlü ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe ve ötekileştirmeye karşı eşit yurttaşlığın, yurtta ve dünyada barışın mimarı olacağız.

Ülkemizde Anayasal, Parlamenter, Demokratik, Laik, Sosyal Hukuk Devletini yeniden kuracağız.

Ülkemizin içinden geçtiği bu karanlık günlerde emekleriyle bizleri hayat bağlayan başta sağlık emekçilerimiz olmak üzere tüm emekçilerimize teşekkür ediyor ve bugün yine ve yeniden Yaşasın İşçinin Emekçinin Bayramı, Yaşasın 1 Mayıs, Emek ve dayanışma Günü diyoruz" ifadelerini kullandı. - DORUK

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.